Ceza Röportajı [ Üsküdar'dan Batı Berlin'e ]
Öğrenci Mekanı :: Paylaşım :: Music
1 sayfadaki 1 sayfası
Ceza Röportajı [ Üsküdar'dan Batı Berlin'e ]
Ceza Röportajı [ Üsküdar'dan Batı Berlin'e ]
İstanbul’da nasılsa Berlin’de benzer bir hayat yaşıyor, Ceza Kreuzberg’de alışveriş yaptığı markette karşılanışı, Üsküdar’daki bakkaldan farklı değil. Sokakta yine çocuklar arkasından “Ceza abi” diye sesleniyor. Fotoğraf makinesini kapan onunla aynı karede görünmek için soluğu yanında alıyor. Bir de onu tanıyan Almanlar var, tabii. Sayıları öyle tek tük de değil, her geçen günde artıyor. Türkiye’nin rapstar’ı belli ki Almanya’yı da yavaş yavaş fethediyor. Birlikte Berlin sokaklarını turlarken keyfinin yerinde olduğundan bahsediyor. “Tek sorun sevdiklerimi özlüyor olmam” diyor. En çok kız kardeşi Ayben’i özlüyor. Ve babasını elbette. Merak etmeyin şarkı yapmaya devam ediyor. Yeni albümü için ikiyüzlü siyasetçileri eleştiren bomba gibi şarkılar yaptığından bahsediyor. Birlikte oyuncakçıdan alışveriş yapıyor, yemek yiyoruz. Sohbetimiz sırasında sözcük oyunu oynamaya karar veriyoruz. Biz bir sözcük söylüyoruz, Ceza da o sözcükle ilgili anlatmak istediklerini bir bir sıralıyor.
Benden Sonra Rap Başladı
Benim yapmak istediğim dünyada her yaştan insana bu müziği dinletebilmek. Benden sonra da genç gruplar gelmeye, yeni insanlar rap yapmaya başladı. Beni destekleyen insanlar sayesinde Türkiye rap’i kabul etti. Dönüp baktığım zaman görüyorum ki çok fazla iş yapıldı. Ama rap bugün Türkiye’de hak ettiği yerde değil. Aslında Almanya’da Avrupa’da da öyle, Türkiye muhafazakar, yeniliklere kapalı bir millet olduğu için bu konuda zorluklar yaşandı ve yaşanacaktır. Türk sanatçılarında sadece konsere çok insan gelsin, diye bir çaba var. Türkiye’de rock ve rap yapan insanların haricinde, bir iki istisna hariç diğer sanatçıların yurt dışı kaygısı yok. Bu önemli bir kaygı mı, başkalarına göre belki değil, ama bence önemli bir şey.
Urban Crimes Club
Daha ilkokula gitmeden, radyoda şans eseri The Sugarhill Gang’in “Rapper’s Delight” şarkısını duymuştum. O zamanlar bu türün rap olduğunu bile bilmiyordum, “konuşmalı müzik” diyordum. Trt’de seyrettiğim, içinde break dance’ında olduğu film serileriyle hip hop’a iyice ısındım.
Arkadaşlarım birlikte bu alanda kalıcı bir şeyler yapmak, orijinal işler üretmek istiyorduk. Zaman ilerledikçe taşlar yerine oturdu. “Urban Crimes Club” diye bir grubumuz vardı, 90’ların ortasında. Sokakta bizim gibi giyinen gençleri durdurup “Sen bizim gibisin aramıza katıl” diyorduk. Break dance yapanlar, rapçiler … O dönem çok saldırıya uğradık. “ Biz böyleyiz, böyle giyineceğiz, buyuz” diyerek mücadelemizi sürdürdük. 1999’da Türkiye’de (ve aslında dünyada da) ilk rap toplama albümü çıktı. Adı “Yer altı Operasyonu”ydu. Benim o zamanlar ki grubum Nefret’le birlikte compilation’a girmeyi başardık.
Nefret
O zamanlar grubumuzun ismini “ Nefret” koymamızın sebebi inattı, biraz da. Nefret de insanın gündelik hayatında yaşadığı duygulardan biri aslında tıpkı aşk, sevgi, ayrılık gibi. Tam tersi olsun istedik. “Savaşa karşı, ırkçılığa karşı Nefret” dedik. Olaya bir de bu tarafından bakmak istedik. “Ceza”nın metaforik bir anlamı var. Ceza insanlara sözlerimle Ceza verdiğimin bir göstergesi. Benim müziğimde kinayeler, dokundurmalar var. Dilimi böyle kullanmayı tercih ediyorum, kabul ediyorum biraz serserilik var müziğimde. Karikatür gibi bir şey benim yaptığım, aslında.
Türkiye’den En Çok Kimleri seviyor?
Orhan Gencebay hem sanatında hem de ideolojisinde çok başarılıdır. Erkin Koray da benim için öyledir. Yeni jenerasyondan ki ben de 30 yaşındayım, Kadıköy Acil oluşumunu seviyorum. Duruşları, yürekleri farklı onların. Rock gruplarından Rashit’i beğeniyorum. Sezen Aksu’nun, Candan Erçetin’in başka bir yeri vardır. İbrahim Tatlıses’e de saygım var. Onların müzikleri benden farklı ama aynı şeyi hissediyoruz.
Rap Müziğin Kültürel Fan¤¤¤isi
Eğer akıllıysanız, yazdığınız sözler iyiyse iyisinizdir. Faşistseniz faşist sözler yazarsınız, komünistseniz komünist sözler yazarsınız. Ya de ne bileyim, serseriyseniz onunla ilgili şeyler yazarsınız. Bu insanın kalbiyle, beyniyle ilgili bir şey. Rap’in herhangi bir sınırı yok. Rap özgürlüktür.
Elmaslar, Altınlar, Satılmış Kadınlar = Rap Mi?
Şu an rap müzik o kadar kapitalizmin içinde ki … En fazla kapitalizm yanlısı, materyalizme özendiren müzik türü rap. Elmas, altın, lüks arabalar, satılmış kadınlar … İnsanların rap denildiğinde aklına bu şaşaalı hayatın gelmemesi lazım. Dünyanın her yerinde rap yapılıyor, zengine düşman olan da var zenginliği öven de var. Ben ortada ince bir çizgideyim, ne zengine düşmanım ne fakirin yanındayım. Herhangi bir sınıf ayrımcılığım yok, müziğimi herkes için yapıyorum. Benim konserlerime türbanlı arkadaşlarım da geliyor, ateistler de, Yahudi arkadaşlarım da geliyor. Benim için bir sınır yok. Dünyadaki tüm müzikler şu an para için yapılıyor. Rock’ta da durum böyle. 15 şarkının 14’ü aşkla ilgili, yanına bir de sosyal içerikli bir şarkı yapıyorsunuz, sosyal demokrat oluyorsunuz. Hepsi trilyonlar için yaşıyor, hepsi milyarder. Müzik sektörü olarak düşünmek lazım, yalnız rap değil.
Kavga
Her zaman kavga ettikten sonra pişman olurum. Haklıysam bile vicdanım sızlıyor. Yaptığım en ufak şeyden bile pişmanlık duyuyorum. Çok üzülüyorum, Bir problem varsa, bunu rap yaparak çözmeliyiz. Bırakın sözler sinirlensin. Almanya’da rap yapanlar birbirlerine ana avrat küfrediyorlar. Tamam yap, ama aşırıya kaçma. Bırak insanlar karar versin kim daha iyi, kim daha üstün. Yaptıklarınızda bir şeyler sözlerinizi önüne geçiyorsa, bu işi bırakın, hiç yapmamanız gerekiyor. Ben bu yüzden her duygumu rap’le anlattım. Hayatta hiçbir şeyim olmadığı zamanlarda elimde bir tek rap vardı. Asosyal bir insandım, ama rap sayesinde tek başıma çok zaman geçirdim.
Amerikan Özentiliği
Ben Amerikan özentisi olarak görmüyorum kendimi kesinlikle. Benim müziğim Amerikan müziğiyse, senin de cep telefonunu Japonlar yaptı, sende Japon özentisi misin? Kullandığın araba, giydiğin kot pantolon, evindeki televizyon …Artık dünyadaki her şey yabancı marka.
Bu “globalleşmeye karşıyız” durumları geçti artık. İnsanların barış ve doğruluktan yana şeyler söylemesi lazım. Herkes konuşur ama parayı gördüğünde insanlar değişir. Neyzen Tevfik felsefesinde de bu vardır. Dünyada herkes kendi hayatını yaşar, kimseye zarar vermeden kendi işinizi yapmalısınız. Amerikan yönetimini sevmiyorum, yöneticilerine karşıyım. Ama bir parça bile olsa, gençlere bunu söyleyebilmek isterim. Çalıştığım Amerikalı sanatçılar da var, TechN9ne gibi, buna açığım ama politikacıların benimle hiçbir zaman işi olmasın.
Rekabet
Gençler bana gelip “Bize destek ol” diyorlar. Ama daha ben daha baba olmadım. Prodüktör değilim ki. Ben gençlerin elinden tutan değil kendime onları rakip olarak gören biriyim. Bir süre daha bu işi aktif olarak yapacağım. Hayatta yapabildiğim en iyi iş bu ve herkesi de kendime rakip olarak görmeye devam edeceğim. Kimsenin beni geçmesine izin vermeyeceğim. İddiam bu benim. Benim dilimi anlamayan insanları kendime hayran bıraktığım zaman, işte bu benim hoşuma gidiyor. Egoizmse ben en büyük egoistim. Sanat budur. Kendinizi, yaptığınız işi beğenmelisiniz ki insanlarda sizi beğensinler. Yakışıklı olmak, paralı olmak, kültürel olarak gelişmek … Bu konularda iddiam olamaz ama rap denildiğinde, işte o benim.
Popülerlik
Amacım popüler olmak değil, sadece çok dinlenilmek. Ama çok dinlenildiğinde de popüler olursun, bundan kaçış yok. Yıllardan beri beni çok insan dinlesin diye uğraşıyorum. Ama bunun içinde başkaları gibi magazin programlarına çıkıp kendimi reklam etmiyorum. Çok konser verdim, Türkiye’deki hemen hemen her haber programına katıldım, iyi sanatçılarla çalışmalarım oldu. Konser performanslarımın çoğu başarılıydı. Türkiye’de herkes tarafından biliniyorum.
Yeni Albüm
Kendi içsel duygularımdan çok bahsetmiştim son albümde. Neler yaptığımı, neler yaşadığımı yazdım. İnsanlar bir çok şarkıyı dinlerken ağladıklarını söylüyorlar. Bende yazarken aynı şeyi hissettim. Annemle ilgili olanlar yada başıma gelenler … Yeni albümde içsel dünyam da olur, politik sözlerim de … Kalkıp birine laf da atabilirim. Benim için özgürlük bu.
Biraz beklesinler dinleyicilerim. Şu an 10’a yakın parça bitti. Sokak yaşantısından bahsettim bu sefer, daha çok. Burada eski gangsterlerden biriyle çalışıyorum. Yaklaşık 10 yıldır falan müziğin içinde ve artık örnek olacak davranışları var. Sokağın zorluğundan bahsettik birlikte. Politik olarak verdiğimiz, eleştirdiğimiz, yanlış oy verdiğimiz bazı insanlar hakkında şarkılar var …
Türkiye’de Hiphop
Anadolu’ya saz ilk geldiğinde “Bunun içinde şeytan var” demişti insanlar. Hatta dertli, “ Şeytan bunun neresinde” der. Erkin Koray’ın da Barış Manço’nun da başına geldi bunlar. Orhan Gencebay sazı farklı çaldı, diye de olaylar çıktı, Ceza da Amerikan kültüründen etkilendi, dediler. Benden sonra gelecek olan insanlar da bunu yapacaklar.
10 Ağustos 2007
İstanbul’da nasılsa Berlin’de benzer bir hayat yaşıyor, Ceza Kreuzberg’de alışveriş yaptığı markette karşılanışı, Üsküdar’daki bakkaldan farklı değil. Sokakta yine çocuklar arkasından “Ceza abi” diye sesleniyor. Fotoğraf makinesini kapan onunla aynı karede görünmek için soluğu yanında alıyor. Bir de onu tanıyan Almanlar var, tabii. Sayıları öyle tek tük de değil, her geçen günde artıyor. Türkiye’nin rapstar’ı belli ki Almanya’yı da yavaş yavaş fethediyor. Birlikte Berlin sokaklarını turlarken keyfinin yerinde olduğundan bahsediyor. “Tek sorun sevdiklerimi özlüyor olmam” diyor. En çok kız kardeşi Ayben’i özlüyor. Ve babasını elbette. Merak etmeyin şarkı yapmaya devam ediyor. Yeni albümü için ikiyüzlü siyasetçileri eleştiren bomba gibi şarkılar yaptığından bahsediyor. Birlikte oyuncakçıdan alışveriş yapıyor, yemek yiyoruz. Sohbetimiz sırasında sözcük oyunu oynamaya karar veriyoruz. Biz bir sözcük söylüyoruz, Ceza da o sözcükle ilgili anlatmak istediklerini bir bir sıralıyor.
Benden Sonra Rap Başladı
Benim yapmak istediğim dünyada her yaştan insana bu müziği dinletebilmek. Benden sonra da genç gruplar gelmeye, yeni insanlar rap yapmaya başladı. Beni destekleyen insanlar sayesinde Türkiye rap’i kabul etti. Dönüp baktığım zaman görüyorum ki çok fazla iş yapıldı. Ama rap bugün Türkiye’de hak ettiği yerde değil. Aslında Almanya’da Avrupa’da da öyle, Türkiye muhafazakar, yeniliklere kapalı bir millet olduğu için bu konuda zorluklar yaşandı ve yaşanacaktır. Türk sanatçılarında sadece konsere çok insan gelsin, diye bir çaba var. Türkiye’de rock ve rap yapan insanların haricinde, bir iki istisna hariç diğer sanatçıların yurt dışı kaygısı yok. Bu önemli bir kaygı mı, başkalarına göre belki değil, ama bence önemli bir şey.
Urban Crimes Club
Daha ilkokula gitmeden, radyoda şans eseri The Sugarhill Gang’in “Rapper’s Delight” şarkısını duymuştum. O zamanlar bu türün rap olduğunu bile bilmiyordum, “konuşmalı müzik” diyordum. Trt’de seyrettiğim, içinde break dance’ında olduğu film serileriyle hip hop’a iyice ısındım.
Arkadaşlarım birlikte bu alanda kalıcı bir şeyler yapmak, orijinal işler üretmek istiyorduk. Zaman ilerledikçe taşlar yerine oturdu. “Urban Crimes Club” diye bir grubumuz vardı, 90’ların ortasında. Sokakta bizim gibi giyinen gençleri durdurup “Sen bizim gibisin aramıza katıl” diyorduk. Break dance yapanlar, rapçiler … O dönem çok saldırıya uğradık. “ Biz böyleyiz, böyle giyineceğiz, buyuz” diyerek mücadelemizi sürdürdük. 1999’da Türkiye’de (ve aslında dünyada da) ilk rap toplama albümü çıktı. Adı “Yer altı Operasyonu”ydu. Benim o zamanlar ki grubum Nefret’le birlikte compilation’a girmeyi başardık.
Nefret
O zamanlar grubumuzun ismini “ Nefret” koymamızın sebebi inattı, biraz da. Nefret de insanın gündelik hayatında yaşadığı duygulardan biri aslında tıpkı aşk, sevgi, ayrılık gibi. Tam tersi olsun istedik. “Savaşa karşı, ırkçılığa karşı Nefret” dedik. Olaya bir de bu tarafından bakmak istedik. “Ceza”nın metaforik bir anlamı var. Ceza insanlara sözlerimle Ceza verdiğimin bir göstergesi. Benim müziğimde kinayeler, dokundurmalar var. Dilimi böyle kullanmayı tercih ediyorum, kabul ediyorum biraz serserilik var müziğimde. Karikatür gibi bir şey benim yaptığım, aslında.
Türkiye’den En Çok Kimleri seviyor?
Orhan Gencebay hem sanatında hem de ideolojisinde çok başarılıdır. Erkin Koray da benim için öyledir. Yeni jenerasyondan ki ben de 30 yaşındayım, Kadıköy Acil oluşumunu seviyorum. Duruşları, yürekleri farklı onların. Rock gruplarından Rashit’i beğeniyorum. Sezen Aksu’nun, Candan Erçetin’in başka bir yeri vardır. İbrahim Tatlıses’e de saygım var. Onların müzikleri benden farklı ama aynı şeyi hissediyoruz.
Rap Müziğin Kültürel Fan¤¤¤isi
Eğer akıllıysanız, yazdığınız sözler iyiyse iyisinizdir. Faşistseniz faşist sözler yazarsınız, komünistseniz komünist sözler yazarsınız. Ya de ne bileyim, serseriyseniz onunla ilgili şeyler yazarsınız. Bu insanın kalbiyle, beyniyle ilgili bir şey. Rap’in herhangi bir sınırı yok. Rap özgürlüktür.
Elmaslar, Altınlar, Satılmış Kadınlar = Rap Mi?
Şu an rap müzik o kadar kapitalizmin içinde ki … En fazla kapitalizm yanlısı, materyalizme özendiren müzik türü rap. Elmas, altın, lüks arabalar, satılmış kadınlar … İnsanların rap denildiğinde aklına bu şaşaalı hayatın gelmemesi lazım. Dünyanın her yerinde rap yapılıyor, zengine düşman olan da var zenginliği öven de var. Ben ortada ince bir çizgideyim, ne zengine düşmanım ne fakirin yanındayım. Herhangi bir sınıf ayrımcılığım yok, müziğimi herkes için yapıyorum. Benim konserlerime türbanlı arkadaşlarım da geliyor, ateistler de, Yahudi arkadaşlarım da geliyor. Benim için bir sınır yok. Dünyadaki tüm müzikler şu an para için yapılıyor. Rock’ta da durum böyle. 15 şarkının 14’ü aşkla ilgili, yanına bir de sosyal içerikli bir şarkı yapıyorsunuz, sosyal demokrat oluyorsunuz. Hepsi trilyonlar için yaşıyor, hepsi milyarder. Müzik sektörü olarak düşünmek lazım, yalnız rap değil.
Kavga
Her zaman kavga ettikten sonra pişman olurum. Haklıysam bile vicdanım sızlıyor. Yaptığım en ufak şeyden bile pişmanlık duyuyorum. Çok üzülüyorum, Bir problem varsa, bunu rap yaparak çözmeliyiz. Bırakın sözler sinirlensin. Almanya’da rap yapanlar birbirlerine ana avrat küfrediyorlar. Tamam yap, ama aşırıya kaçma. Bırak insanlar karar versin kim daha iyi, kim daha üstün. Yaptıklarınızda bir şeyler sözlerinizi önüne geçiyorsa, bu işi bırakın, hiç yapmamanız gerekiyor. Ben bu yüzden her duygumu rap’le anlattım. Hayatta hiçbir şeyim olmadığı zamanlarda elimde bir tek rap vardı. Asosyal bir insandım, ama rap sayesinde tek başıma çok zaman geçirdim.
Amerikan Özentiliği
Ben Amerikan özentisi olarak görmüyorum kendimi kesinlikle. Benim müziğim Amerikan müziğiyse, senin de cep telefonunu Japonlar yaptı, sende Japon özentisi misin? Kullandığın araba, giydiğin kot pantolon, evindeki televizyon …Artık dünyadaki her şey yabancı marka.
Bu “globalleşmeye karşıyız” durumları geçti artık. İnsanların barış ve doğruluktan yana şeyler söylemesi lazım. Herkes konuşur ama parayı gördüğünde insanlar değişir. Neyzen Tevfik felsefesinde de bu vardır. Dünyada herkes kendi hayatını yaşar, kimseye zarar vermeden kendi işinizi yapmalısınız. Amerikan yönetimini sevmiyorum, yöneticilerine karşıyım. Ama bir parça bile olsa, gençlere bunu söyleyebilmek isterim. Çalıştığım Amerikalı sanatçılar da var, TechN9ne gibi, buna açığım ama politikacıların benimle hiçbir zaman işi olmasın.
Rekabet
Gençler bana gelip “Bize destek ol” diyorlar. Ama daha ben daha baba olmadım. Prodüktör değilim ki. Ben gençlerin elinden tutan değil kendime onları rakip olarak gören biriyim. Bir süre daha bu işi aktif olarak yapacağım. Hayatta yapabildiğim en iyi iş bu ve herkesi de kendime rakip olarak görmeye devam edeceğim. Kimsenin beni geçmesine izin vermeyeceğim. İddiam bu benim. Benim dilimi anlamayan insanları kendime hayran bıraktığım zaman, işte bu benim hoşuma gidiyor. Egoizmse ben en büyük egoistim. Sanat budur. Kendinizi, yaptığınız işi beğenmelisiniz ki insanlarda sizi beğensinler. Yakışıklı olmak, paralı olmak, kültürel olarak gelişmek … Bu konularda iddiam olamaz ama rap denildiğinde, işte o benim.
Popülerlik
Amacım popüler olmak değil, sadece çok dinlenilmek. Ama çok dinlenildiğinde de popüler olursun, bundan kaçış yok. Yıllardan beri beni çok insan dinlesin diye uğraşıyorum. Ama bunun içinde başkaları gibi magazin programlarına çıkıp kendimi reklam etmiyorum. Çok konser verdim, Türkiye’deki hemen hemen her haber programına katıldım, iyi sanatçılarla çalışmalarım oldu. Konser performanslarımın çoğu başarılıydı. Türkiye’de herkes tarafından biliniyorum.
Yeni Albüm
Kendi içsel duygularımdan çok bahsetmiştim son albümde. Neler yaptığımı, neler yaşadığımı yazdım. İnsanlar bir çok şarkıyı dinlerken ağladıklarını söylüyorlar. Bende yazarken aynı şeyi hissettim. Annemle ilgili olanlar yada başıma gelenler … Yeni albümde içsel dünyam da olur, politik sözlerim de … Kalkıp birine laf da atabilirim. Benim için özgürlük bu.
Biraz beklesinler dinleyicilerim. Şu an 10’a yakın parça bitti. Sokak yaşantısından bahsettim bu sefer, daha çok. Burada eski gangsterlerden biriyle çalışıyorum. Yaklaşık 10 yıldır falan müziğin içinde ve artık örnek olacak davranışları var. Sokağın zorluğundan bahsettik birlikte. Politik olarak verdiğimiz, eleştirdiğimiz, yanlış oy verdiğimiz bazı insanlar hakkında şarkılar var …
Türkiye’de Hiphop
Anadolu’ya saz ilk geldiğinde “Bunun içinde şeytan var” demişti insanlar. Hatta dertli, “ Şeytan bunun neresinde” der. Erkin Koray’ın da Barış Manço’nun da başına geldi bunlar. Orhan Gencebay sazı farklı çaldı, diye de olaylar çıktı, Ceza da Amerikan kültüründen etkilendi, dediler. Benden sonra gelecek olan insanlar da bunu yapacaklar.
10 Ağustos 2007
CnYcNy- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 25
Kayıt tarihi : 31/03/08
Öğrenci Mekanı :: Paylaşım :: Music
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz